Present Perfect Tense

askinelibol

Öğretmen
24 Ara 2023
188
0
16

Present Perfect Tense​

Present Perfect Tense, İngilizce’de geçmiş olayları veya deneyimleri şu anki zamana bağlayan bir zaman şeklidir. Bu zaman, olayların geçmişte başlayıp o zamandan beri süregeldiğini veya geçmişteki olayların şu anki zamanda hala etkili olduğunu ifade etmek için kullanılır. Present Perfect Tense, aşağıdaki temel yapılara sahiptir:
Positive (Olumlu Cümle): Subject (Özne) + have/has + past participle form of the verb (fiilin üçüncü hali)
Negative (Olumsuz Cümle): Subject (Özne) + have/has + not + past participle form of the verb (fiilin üçüncü hali)
Question (Soru Cümlesi): Have/Has + subject (Özne) + past participle form of the verb (fiilin üçüncü hali)
Present Perfect Tense cümlelerinde, fiilin üçüncü hali kullanılır. Örnek olarak, “work” fiilinin üçüncü hali “worked”dir. İşte Present Perfect Tense ile ilgili bazı örnekler:

“Present Perfect Tense” Cümle Yapısı​

Olumlu Cümleler:
  1. I have visited Paris. (Ben Paris’i ziyaret ettim.)
  2. She has learned Spanish. (O İspanyolca öğrendi.)
  3. They have seen that movie. (Onlar o filmi gördüler.)
  4. He has read that book. (O kitabı okudu.)
Olumsuz Cümleler:
  1. I have not visited Paris. (Ben Paris’i ziyaret etmedim.)
  2. She has not learned Spanish. (O İspanyolca öğrenmedi.)
  3. They have not seen that movie. (Onlar o filmi görmediler.)
  4. He has not read that book. (O kitabı okumadı.)
Soru Cümleleri:
  1. Have you visited Paris? (Paris’i ziyaret ettin mi?)
  2. Has she learned Spanish? (O İspanyolca öğrendi mi?)
  3. Have they seen that movie? (Onlar o filmi gördüler mi?)
  4. Has he read that book? (O kitabı okudu mu?)
Present Perfect Tense, geçmişteki deneyimleri, sonuçları veya etkileri vurgulamak için kullanılır. Ayrıca, olayların ne zaman gerçekleştiği belirsiz olduğunda da tercih edilir. Bu zaman yapısıyla belirli bir zamana ihtiyaç duyulmaz.
Örnekler:
  • “I have visited Paris.” (Geçmişte Paris’i ziyaret ettim, ancak ne zaman olduğu belirtilmemiş.)
  • “She has learned Spanish.” (O İspanyolca öğrendi ve bu bilgi şu an için hala geçerli.)
  • “They have seen that movie.” (Onlar o filmi izledi ve şimdi hala hakkında konuşuyorlar.)
Present Perfect Tense, İngilizce dilbilgisinin önemli bir parçasıdır ve günlük konuşma, yazma ve iş dünyasında yaygın olarak kullanılır. Bu zaman yapısını doğru bir şekilde kullanarak geçmişteki deneyimleri ve olayları ifade etmek mümkün olur.

Present Perfect ile Past Simple arasındaki Temel Fark​

Present perfect ile past simple arasındaki temel fark: Present perfect cümleye “eylemin hala devam ediyor olduğu, bitmediği” anlamı katarken past simple eylemin “bittiği” anlamını katar. Bu yüzden simple past ile kurulan cümlelerde cümlenin sonunda eylemin ne zaman gerçekleştiği genellikle belirtilir (last night, in 1989, yesterday…).
Örneğin “She has lived in Lyon” cümlesini okurken “bahsedilen kişinin hala Lyon’da yaşamaya devam ettiğini” anlarız. Benzer bir cümleyi simple past da kurmaya çalışırsak “she lived in Lyon in 1989″; “1989 yılında Lyon da yaşadı”. Simple past “Hala yaşıyor mu?” sorusuna bir cevap veremez.
“She has been to the cinema twice this week” cümlesi okuyucuya haftanın daha bitmediğini, hala sinemaya gidebilme ihtimali olduğunu bildirir. Ancak bu cümleyi simple past ile kurmaya çalışırsak; okuyucu sürecin bittiğini düşünür. Bu yüzden içinde bulunduğumuz süreç hala devam ediyorsa present perfect kullanmalıyız.
Bu durumu soru sorarken de gözlemleriz.
  • What did you do at school today? => Okul gününün bitmiş olduğunu anlarız.
  • What have you done at school today? => Okul gününün hala devam ediyor olduğunu anlarız.