Canlıların Çeşitliliği ve Sınıflandırılması

askinelibol

Öğretmen
24 Ara 2023
188
0
16

Canlıların Sınıflandırılması ve Canlı Çeşitliliği​

Canlıların sayısının 10 ile 30 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir ve bu büyük çeşitlilik bilimsel incelemeleri zorlaştırmaktadır. Bu sebeple canlıları anlamak ve incelemek için sınıflandırma büyük önem taşımaktadır. Bu sınıflandırma bilim dalına “taksonomi” denir ve bu alanda çalışan bilim insanlarına da “taksonomist” adı verilir.
Taksonomi Nedir?
Taksonomi, canlıların ortak özelliklerine ve akrabalık ilişkilerine bakılarak yapılan sınıflandırmayı ifade eder. Canlıları daha iyi anlamak ve incelemek için onları belirli kategorilere ayırmak, tanımlamak ve adlandırmak amacıyla kullanılır.
Sistematik Nedir?
Sistematik, canlıları sınıflandırmayı ve adlandırmayı içeren taksonomi bilim dalının genel adıdır. Bu bilim dalı, canlı çeşitliliğini anlamak, canlı türleri arasındaki ilişkileri belirlemek ve evrimsel bağlantıları ortaya koymak için çeşitli yöntemler ve araçlar kullanır.
Canlıların sınıflandırılması, onları belirli gruplara yerleştirerek benzerliklerini ve farklılıklarını anlamamıza yardımcı olur. Bu sınıflandırma aynı zamanda evrimsel ilişkileri de gösterir. Taksonomi, canlıların adlandırılması için kullanılan bir sistem de sunar ve bu, dünya genelinde bilim insanları arasında ortak bir dil oluşturur.
Sistematiğin temel amacı, canlı çeşitliliğini organize etmek ve anlamak, evrimsel ilişkileri ortaya koymak ve bilim dünyasında bilgi paylaşımını kolaylaştırmaktır. Bu sayede canlılar arasındaki karmaşıklığı daha iyi anlayabilir ve koruma çabaları, tarım, tıp gibi alanlarda daha etkili çalışmalar yapabiliriz.

A) Canlıları Sınıflandırmanın Faydaları

Canlıları sınıflandırmanın birkaç önemli faydası vardır. Benzer özelliklere sahip olanları gruplamak, bilgiyi genel hale getirir ve sınıflandırma sürecini hızlandırır. Örneğin, primat takımının keşfi, lemur, şempanze ve insan gibi aynı takıma ait türlerin kolayca sınıflandırılmasına olanak tanımıştır. Sınıflandırma, türler arasında iletişimi kolaylaştırmak için tüm dünyada ortak Latince adlar kullanılmasını sağlar. Ayrıca, bir canlı türü üzerine yapılan araştırmalar ve buluşlar, diğer bilim insanları tarafından öğrenilerek tekrar çalışmaya gerek kalmadan bilgi paylaşımını artırır. Biyologlar, canlıları gruplandırarak daha etkili bir şekilde inceleyebilir ve incelenmemiş canlı gruplarını belirleyebilir.
B) Sınıflandırmanın Tarihi:
Sınıflandırmanın tarihi milattan önceye kadar uzanmaktadır. Antik Yunanlı bilgin Hippocrates (MÖ 460-377), hayvan türlerini saymış olmasına rağmen, sınıflandırma konusunda çaba göstermemiştir. En eski bilinen yaşam formu sınıflandırma çalışması, Yunan filozof Aristoteles (MÖ 354-291) tarafından yapılmıştır. Aristoteles, sınıflandırmada yaşam ortamlarını ve dış görünüşü temel almıştır. Ancak, Aristo’nun yaklaşımı günümüz bilimsel sınıflandırma sisteminden oldukça farklıdır.
C) Sınıflandırma Çeşitleri:
Sınıflandırma, amprik (yapay) ve filogenetik (doğal) sınıflandırma olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. Amprik sınıflandırma, belirli özelliklere dayanarak canlıları gruplandırmayı içerir ve genellikle kullanımı daha kolaydır. Filogenetik sınıflandırma ise canlıların evrimsel ilişkilerine dayanarak doğal gruplamayı amaçlar ve genellikle daha bilimsel bir yaklaşım benimser. Bu iki sınıflandırma türü, canlıların daha iyi anlaşılmasına ve doğru bir şekilde tanımlanmasına yardımcı olur.

1) Amipirik (yapay) sınıflandırma

Aristo’nun sınıflandırma yaklaşımı, canlıları sadece duyu organları kullanılarak, yani dış görünüşlerine ve yaşadığı çevreye bakılarak yapılan bir sınıflandırmadır. Ampirik sınıflandırma, analog organları temel alarak yapılmıştır.
Analog Organ: Farklı kökenlere sahip olmalarına rağmen aynı işlevi yerine getiren organlardır. Örneğin, sineğin kanadı ile yarasanın kanadı analog organdır çünkü ikisi de uçmaya hizmet eder, ancak kökenleri farklıdır. Yani, Aristo’nun sınıflandırma yöntemi, canlıların benzer görevleri yerine getiren organlara odaklanmış ve analog organları esas almıştır.
2) Filogenetik (Doğal) Sınıflandırma
Bu sınıflandırma, canlıların köken benzerliğine, yani akrabalık ilişkilerine bakılarak yapılır. Doğal (Filogenetik) sınıflandırmada, canlıların homolog organları dikkate alınır. Homolog organlar, kökenleri aynı fakat görevleri farklı olan organlardır. Örneğin, balinanın yüzgeci ile insanın kolu homolog organdır.
Doğal sınıflandırmada aşağıdaki temel özellikler dikkate alınır:
  • Hücre tipi ve sayısı (Ökaryot – Prokaryot) (Hücresel organizasyon)
  • Embriyo tabakalarının sayısı (Endoderm – Mezoderm – Ektoderm)
  • Embriyonik örtülerin bulunuşu (Vitellus – Koryon – Amniyon – Allontois)
  • Vücut boşluğu tipleri (Gastrovasküler – Sölom)
  • Vücutta segmentlerin bulunuşu (Benzer parça)
  • İskeletin bulunuşu (varsa kıkırdak veya kemik)
  • Azotlu boşaltım maddelerinin benzerliği (NH3 – Üre – Ürik Asit)
  • Sistemlerin varlığı (Sindirim, solunum, dolaşım)
Bu özellikler, canlıların evrimsel ilişkilerini gösteren filogenetik ağaçları oluşturmak için kullanılır ve doğal sınıflandırmada daha anlamlı bir gruplandırmaya olanak tanır.
D) Canlıların Sınıflandırılması ve İsimlendirilmesi
Sınıflandırmanın en küçük birimi “tür”dür, ve tür kavramını ilk kez ortaya atan kişi John Ray’dir.
Tür, ortak bir atadan gelen, yapı, görev ve çiftleşme bakımından ortak özelliklere sahip, kendi aralarında çiftleşerek verimli döller meydana getirebilen bireylerin oluşturduğu topluluğu ifade eder. “…kendi aralarında çiftleşerek verimli döller meydana getirebilen…” kısmı, tür tanımındaki kritik bir özelliktir.
Örneğin, at ile eşeğin çiftleşmesinden oluşan katır bir tür sayılmaz; çünkü katırlar kısırdır ve kendisi gibi başka bir katırla çiftleştiğinde hiçbir tür meydana getiremezler.
Sınıflandırma şu şekilde gerçekleşir:
  • Tür İsimleri: Tür isimleri verilirken ikili adlandırma sistemi kullanılır. Bu sistemde birinci kelime, türün ait olduğu cinsin adını; ikinci kelime ise türün tanımlayıcı özelliğini gösterir. Bu adlandırma sistemi, bilim adamlarının dünyanın her yerinde aynı bilimsel dille bir türe isim vermesini sağlar.

Örnekler​

    • Ak kavak: Populus alba
    • Kara kavak: Populus nigra
    • Aslan: Felis leo
    • Kaplan: Felis tigris
  • Ev kedisi: Felis domesticus
  • Köpek: Canis familiaris
  • Kurt: Canis lupus
  • Karaçam: Pinus nigro
  • Ev faresi: Mus musculus

Doğal sınıflandırmaya göre canlılar, virüsler (bazı kaynaklar virüsleri doğal sınıflandırma içerisine almamaktadır), bakteriler, arkeler, moneralar, protista, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar olmak üzere 7 aleme ayrılır. Bu alemlerle ilgili konu anlatımlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.