İNGİLİZCE KALIP CÜMLE | TÜRKÇE KARŞILIĞI |
Are you a responsible person? | Sorumluluk sahibi biri misin? |
By the way! | Bu arada, aklıma gelmişken, yeri gelmişken |
Can you please share your experiences? | Tecrübelerini paylaşabilir misin lütfen? |
Do you ever mow the lawn? | Hiç çimleri biçer misin? |
Do you have to help your parents in housework? | Ev işlerinde ebeveynlerine yardım etmek zorunda mısın? |
Do you keep a diary? | Günlük tutar mısın? |
Do you like reading poems? | Şiir okumayı sever misin? |
Does Brenda accept the invitation to drink coffee? | Brenda kahve içme davetini kabul eder mi? |
Does your sister have any obligations? | Kış kardeşinin herhangi bit sorumluluğu/yükümlülülüğü var mı? |
Don’t you think it is necessary to tidy up your room? | Odanı toplamanın gerekli olduğunu düşünmüyor musun? |
He goes from Lokeren to Ghent by bike. | O Lokeren’den Ghent’e bisiklet ile gider. |
He has a special interest in plants. | Onun bitkilere özel bir ilgisi vardır. |
He has to mow the grass. | O otları biçmek zorundadır. |
He has to study very hard for his school projects. | O okul projeleri için sıkı çalışmak zorundadır. |
He’s responsible for doing the laundry. | O çamaşırları yıkamaktan sorumludur. |
His father must sometimes work on weekends | Onun babası bazen hafta sonu çalışması gerekir. |
His mother prepares dinner alone | Onun annesi akşam yemeğini yalnız hazırlar. |
How does being responsible affect the character? | Sorumluluk sahibi olmak karakteri nasıl etkiler? |
How does Cynthia feel about the household chores? | Cynthia ev işleri ile ilgili ne hisseder? |
How many people are there in Hülya’s family? | Hülya’nın ailesinde kaç kişi var? |
How often do you set the table? | Ne sıklıkla masayı kurarsın? |
I am responsible for taking care of my baby sister. | Ben bebek kız kardeşimle ilgilenmekten sorumluyum. |
I have lots of chores to do at home. | Evde yapacak pek çok işim var. |
I have to return the books to the library. | Kitapları kütüphaneye geri vermek zorundayım. |
I hope so. | Öyle umuyorum |
I must help my father to clean up the garage. | Babama garajı temizlemekte yardım etmeliyim. |
I sometimes set the table. | Bazen masayı kurarım. |
I think we can do it in turn. | Bence onu sırayla yapabiliriz. |
I think you should do your homework daily. | Bence ödevlerini günlük yapmalısın. |
I’m bad at physics. | Fizikte kötüyüm. |
I’m doing great | İyiyim |
It’s time to clean the car. | Arabayı temizleme zamanı |
It’s time to do the laundry. | Çamaşırları yıkama zamanı |
It’s my mother’s responsibility. | O annemin sorumluluğu |
My brother has to respect my rights. | Erkek kardeşim haklarıma saygı göstermek zorunda. |
My father and I must take out the garbage. | Babam ve ben çöpleri atmalıyız. |
My father cooks delicious meals. | Babam leziz yemekler pişirir. |
My task is washing the car every weekend. | Benim görevim her hafta sonu arabayı yıkamaktır. |
Not exactly. | Pek sayılmaz, tam olarak değil |
Paying the bills falls to me. | Faturaları ödemek bana düşer |
She needs to do the grocery shopping. | Onun market alışverişini yapması gerekir. |
She’s in charge of taking care of her dog. | O köpeğiyle ilgilenmekten sorumludur. |
That’s a brilliant idea. | Bu harika bir fikir. |
That’s all right. | Sıkıntı yok, problem değil, tamamdır |
That’s great. | Bu harika |
Watering the plants is my task. | Bitkileri sulamak benim görevimdir. |
We have to bring the materials necessary for the class. | Ders için gerekli olan materyalleri getirmek zorundayız. |
We have to do our homework. | Ödevimizi yapmak zorundayız. |
We have to do what our boss asks us to do. | Patronumuzun bizden istediğini yapmak zorundayız. |
We must respect the elder people/ each other. | Yaşlılara/birbirimize saygı duymalıyız. |
We must take off our shoes before we enter. | Girmeden önce ayakkabılarımızı çıkarmalıyız. |
We mustn’t be late | Geç kalmamalıyız. |
We mustn’t eat or drink anything during a lesson. | Ders esnasında hiçbir şey yiyip içmemeliyiz. |
We mustn’t talk while our teacher is talking. | Öğretmenimiz konuşurken konuşmamalıyız. |
We should be respectful of our friends. | Arkadaşlarımıza saygılı olmalıyız. |
We should cooperate with the people at the office. | Ofisteki kişilerlerle işbirliği yapmalıyız. |
We should keep our bedrooms very tidy. | Yatağımızı çok düzgün tutmalıyız. |
We should raise our hand before we speak. | Konuşmadan önce elimizi kaldırmalıyız. |
We shouldn’t damage any objects. | Hiçbir eşyaya zarar vermemeliyiz. |
We shouldn’t talk noisily | Yüksek sesle konuşmamalıyız. |
What about you? | Peki ya sen? |
What are your duties at school? | Okuldaki görevlerin nelerdir? |
What are your duties? | Görevlerin nelerdir? |
What are your responsibilities at home? | Evdeki sorumlulukların nelerdir? |
What does Brenda invite Cynthia to do together? | Brenda Cynthia’yı birlikte ne yapmaya davet ediyor? |
What is the date of the festival? | Bayramın/festivalin tarihi nedir? |
What is the name of the Feast? | Bayramın adı nedir? |
What kind of chores do you usually do? | Genellikle ne tür ev işleri yaparsın? |
What kind of chores do your kids do? | Çocukların genellikle ne tür ev işleri yapar? |
What’s up? | N’aber?, nasılsın? |
Which meal does he cook the best | O en iyi hangi yemeği pişirir? |
Which task do you find enjoyable? | Hangi işi keyifli buluyorsun? |
Who always helps you to do your homework? | Ev işlerinde sana genellikle kim yardım eder? |
Who does the laundry and and irons the clothes? | Kim çamaşırları yıkar ve giysileri ütüler? |
Who is responsible for preparing the breakfast? | Kahvaltıyı hazırlamaktan kim sorumludur? |
Who loads and empties the dishwasher? | Kim bulaşık makinesini doldurur ve boşaltır? |
Who must take out the garbage in your family? | Ailende kim çöpü boşaltmalıdır? |
Who usually vacuums your house? | Evinizi genellikle kim süpürür? |
Who waters the plants regularly in your family? | Ailende bitkileri düzenli olarak kim sular? |
Who’s your favorite poet? | Favori şairin kimdir? |
Whose responsibility is doing shopping? | Alışveriş yapmak kimin sorumluluğudur? |
Why don’t you come over tonight? | Neden bu gece uğramıyorsun? |
Would you like to join us? | Bize katılmak ister misin? |
Yeah, I find it disturbing. | Evet, onu rahatsız edici buluyorum. |