Modern Türk Tiyatrosu

askinelibol

Öğretmen
24 Ara 2023
188
0
16

Modern Türk Tiyatrosu​

Modern Türk tiyatrosu, diğer modern dönem tiyatroları gibi büyük ölçüde Batı tiyatrosunun etkisinde şekillenmiştir. Hem Türkiye’de hem de dünyada tiyatro ve drama denildiğinde akla gelen sahne sanatı, metin, sahne, dekor, bina, dramatik örgü gibi unsurlar bakımından Batı tiyatrosundan esinlenerek oluşturulmuş veya Batı tiyatrosundan aynen alınmıştır.
Türk edebiyatında Batılı anlamda tiyatro Tanzimat dönemiyle başlamıştır. 1859 yılında Şinasi tarafından yazılan ve ilk tiyatro eseri olarak kabul edilen “Şair Evlenmesi” adlı bir perdelik komedidir. Tanzimat döneminde Teodor Kasap, Âli Bey, Ahmet Vefik Paşa gibi sanatçılar Moliere’den çeviri ve uyarlamalar yapmışlardır. Ancak bu dönemde Abdülhak Hamit ve Namık Kemal gibi usta sanatçılar, dram türünde yazdıkları eserlerle pek başarılı sayılmamışlardır. Daha sonra Meşrutiyet döneminde Türk tiyatrosu Batı’nın taklidi olarak kalmış ve gerçek anlamda gelişimini 1925’lerden sonra göstermiştir.
Trajedi (Tragedya), seyirciye hayatın acıklı ve kötü yönlerini göstermek, ahlak ve erdemi öğretmek amacıyla yazılmış bir tiyatro türüdür. Trajedinin özellikleri şunlardır:
  • Konusu seçkin kimselerin hayatından, tarihten veya mitolojiden alınır.
  • Kahramanlar tanrılar, tanrıçalar, yarı tanrılar veya soylu kimselerdir.
  • Kusursuz bir üslubu vardır ve kaba sözlere yer verilmez.
  • Eser baştan sona kadar ağırbaşlı ve ciddi bir hava içinde geçer.
  • Çirkin olaylar seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez, sahne arkasında haberciler tarafından aktarılır.
  • Üç birlik kuralına (yer, zaman, olay birliği) uyulur.
  • Diyalog ve koro olmak üzere iki bölümden oluşur. Diyaloglar, olayların yaşandığı dramatik bölümü anlatırken, korolar lirik bölümleri, şarkıları ve dansları içerir. Koro ayrıca vurma, yaralama gibi olayları sahnede göstermez, sadece seslendirir.
  • Kahramanlar, soylu kişiler, tanrılar, tanrıçalar veya yarı tanrılar olduğu için sanatlı ve ağır bir dil kullanılır.
  • Trajediler genellikle beş perdeden oluşur ve ilk Yunan şairleri Asikhylos, Sophokles, Euripides ve Fransız şairler Corneille ve Racine önemli trajedi şairleri arasında yer alır.

Komedi (Komedya)​

Komedi, insanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak, izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıyla yazılmış bir tiyatro eseridir.
Komedinin Özellikleri:
  • Konu, çağdaş toplumdan ve günlük olaylardan alınır.
  • Kişiler halk tabakasından seçilir.
  • Kişilerde ya da toplumda görülen aksaklıklar, gülünç taraflar sergilenerek seyirciyi hem güldürmeyi hem de düşündürmeyi amaçlar.
  • Her türlü söze, argoya, küfüre yer verilebilir.
  • Üç birlik kuralına (yer, olay, zaman birliği) uyulur.
  • Sade ve anlaşılır bir dil kullanılır.
  • İlk komediler nazım şeklinde yazılmıştır. 17. yüzyıldan sonra nesir şeklinde yazılan komediler vardır.
  • Vurma, öldürme, yaralama gibi davranışlar sahnede seyirciye gösterilir.
  • Diyalog ve koro bölümlerinden oluşur.
  • Komedyalar genellikle beş perdeden oluşur.
  • Yunan edebiyatında Aristophanes, Menandros; Latin edebiyatında Plautus, Terentius; Fransız edebiyatında Moliere; İngiliz edebiyatında Ben Jonson; Rus edebiyatında Gogol komedinin temsilcilerindendir.
  • Komedilerin işledikleri konulara göre farklı çeşitleri vardır.
Karakter Komedisi: İnsanların gülünç ve aksak yönlerini ele alan komedi çeşididir. Moliere’in “Cimri”, “Tartuffe”, Shakespeare’in “Venedik Taciri” türün örneklerindendir.
Töre Komedisi: Toplumun gülünç ve aksak taraflarını işleyen komedi çeşididir. Moliere’in “Gülünç Kibarlar”, Gogol’un “Müfettiş” ve Şinasi’nin “Şair Evlenmesi” türün örneklerindendir.
Entrika Komedisi: Olayların merak uyandıracak ve şaşırtacak şekilde düzenlendiği komedi türüdür. Yazar, oyunda bilerek karışıklık oluşturarak komiklik yaratmak ister. Moliere’in “Scapin’in Dolapları”, Shakespeare’in “Yanlışlılar Komedyası” entrika komedisine örnektir.

Dram​

Dram, hem acıklı olayları hem de gülünç olayları bütün yönleriyle sahnede göstermek için yazılan tiyatro eseridir.
Dramın Özellikleri:
  • Konusu günlük yaşamdan ve tarihten alır.
  • Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur (yer, zaman, olay birliği).
  • Vurma, yaralama, öldürme gibi olaylar sahnede gösterilir.
  • Yüksek tabakadan veya halktan her kişi dramda yer alabilir.
  • Perde sayısı yazarın isteğine göre değişebilir.
  • Yalın, anlaşılır ve halkın konuştuğu dil kullanılır.
  • Nazım ya da nesir şeklinde olabilir.
  • Kahramanlar ait oldukları çevrenin diliyle konuşurlar.
  • Dram türünün en başarılı örneklerini Victor Hugo yazmıştır.
Dramın işledikleri konulara göre farklı çeşitleri vardır:
  • Feeri: Masalımsı, olağanüstü olayları işleyen dram çeşididir.
  • Melodram: “Besteli dram” anlamına gelen melodramlar, acıklı rastlantılar üzerine kurulmuş dram çeşididir.
  • Trajikomik: Hem acıklı hem de gülünç olayların anlatıldığı dram çeşididir.
Türk edebiyatında ünlü dram yazarları arasında Namık Kemal ve Abdülhak Hamit Tarhan yer almaktadır.

Epik Tiyatro​

  • Epik tiyatro, kahramanlık konularını işleyen bir tiyatro türü değildir.
  • Göstermeci tiyatronun bir koludur.
  • Amacı izleyicilerin oyuna kapılmasını önlemek ve oyunun bir sahne olduğunu izleyicilere hissettirmektir.
  • Epik tiyatronun öncüsü Alman yazar Bertolt Brecht, seyirciyi oyunun dışında tutmayı amaçlamıştır.
  • Toplumda kötü giden, aksayan ve yanlış yönler eleştirilir. Seyircinin olay ve durumlara eleştirel bakması hedeflenir.
  • Kahramanlar her kesimden insanlar olabilir, ancak esas kahramanlar genellikle işçi sınıfını temsil eder. Her kahraman, ait olduğu sınıfı temsil eden davranış ve hareketlerde bulunur.
  • Temelinde sosyalizm olan siyasal amaçlı bir tiyatro düşüncesidir.
  • Olaylar ve durumlar parça parça verilir; arada şarkılar, türküler söylenir ve anlatıcılar devreye girer.
  • Seyirci tam bir gözlemci olarak kalır ve durumlar üzerinde düşünerek kendisini ve olayları nasıl değiştirebileceğini anlamaya çalışır.
  • Sahne, bir ideolojinin propaganda aracı olarak kullanılır ve seyircilere kalplerine değil, kafalarına seslenir.
  • Türkiye’de Haldun Taner’in “Keşanlı Ali Destanı” adlı oyunu ilk epik tiyatro denemesidir.

Absürt Tiyatro​

  • Absürt tiyatroda geleneksel tiyatronun kuralları ve düzenleri yok sayılır.
  • Olaylar neden-sonuç ilişkisine göre sürdürülmez, aralarında kesin bir bağ yoktur. İlgisiz sesler, sözler ve eylemler sahnede canlandırılır.
  • Seyirciyi hayatı sorgulamaya yönlendirir.
  • Acıklı olaylar bile alay konusu olabilir.
  • Klasik oyun örgüsü reddedilir ve izleyiciye hikayenin sonunu kendi zevkine ve anlayışına göre hayal etme imkanı verilir.
  • Absürt tiyatronun dünya görüşü genellikle karamsardır ve iyi insanların bu dünyada yeri olmadığı düşünülür.
  • Kahramanların olaylar karşısındaki psikolojileri anlatılır.
  • Dekor konudan bağımsız olarak düzenlenir.
  • Perde düzenine, serim, düğüm, çözüm bölümlerine önem verilmez.
  • Absürt tiyatro ürünleri saçma kurgular ve sembollerle doludur.
  • Absürt tiyatronun öncüsü Eugene Ionesco’dur. Samuel Beckett dünya edebiyatında, Güngör Dilmen ise Türk edebiyatında bu tiyatro çeşidinin önemli temsilcilerindendir.